Top 4101-4200 Most Common Turkish Words

Expand your Turkish vocabulary with these high-frequency words. Perfect for intermediate learners looking to strengthen their foundation.

#4101
doktoru
doctor
Doktoru ona içkiyi azaltmasını söyledi.
His doctor told him to cut down on drinking.
#4102
dosyası
file
Ben bir Microsoft Excel dosyası yükledim.
I have attached a Microsoft Excel file.
#4103
gidin
Go away
Lütfen gidin.
Please go away.
#4103
gidin
go
Nereye giderseniz gidin, siz karşılanacaksınız.
Wherever you go, you'll be welcomed.
#4103
gidin
scroll
Sayfanın altına gidin.
Scroll down to the bottom of the page.
#4104
hortum
hose
Hortum çalışmadı.
The hose didn't work.
#4105
incelemek
examine
İç organlarını incelemek için bir kurbağayı parçaladık.
We dissected a frog to examine its internal organs.
#4105
incelemek
inspect
O, bu şehrin sanayisini incelemek için yakında buraya gelecek.
He will come here soon to inspect the industry of this town.
#4106
işletim
operating
Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz.
Linux is a free operating system; you should try it.
#4107
kaçış
escape
Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız.
We must devise some means of escape.
#4107
kaçış
getaway
Sami kaçış sürücüsü olacak.
Sami will be the getaway driver.
#4108
koşu
Running
Bu ayakkabılar koşu için uygun değil.
These shoes are not suitable for running.
#4108
koşu
running
Bu ayakkabılar koşu için uygun değil.
These shoes are not suitable for running.
#4108
koşu
jogging
Geçen yıl iki çift koşu ayakkabısı eskittim.
I wore out two pairs of jogging shoes last year.
#4109
makarna
Pasta
Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir.
The herb used in that pasta sauce might be parsley.
#4109
makarna
pasta
Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir.
The herb used in that pasta sauce might be parsley.
#4109
makarna
macaroni
Makarna ve peynir kokusu midemi bulandırıyor.
The smell of macaroni and cheese makes me nauseous.
#4109
makarna
spaghetti
Tom, Mary'nin makarna yapma tarzını seviyor.
Tom likes the way Mary makes spaghetti.
#4110
minnet
gratitude
Bu sizin için bir minnet borcu.
That's gratitude for you.
#4111
renkleri
colors
Tepe sonbahar renkleri ile parlıyor.
The hill glows with autumnal colors.
#4112
tarla
Field
Tarla kır çiçekleriyle dolu.
The field is full of wild flowers.
#4112
tarla
field
Tarla kır çiçekleriyle dolu.
The field is full of wild flowers.
#4113
telif
copyright
Bu hikaye bir telif hakkına sahiptir.
This story has a copyright.
#4113
telif
Copyright
Bu hikaye bir telif hakkına sahiptir.
This story has a copyright.
#4114
transit
transit
Transit halindeyim.
I'm in transit.
#4115
yat
yacht
Yat kulübümüzün on üyesi vardır.
Our yacht club has ten members.
#4115
yat
sleep
Bugün erken yat.
Go to sleep early today.
#4115
yat
bed
Sadece geri yat.
Just go back to bed.
#4116
ıslak
wet
Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak.
The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
#4117
şair
poet
Allen bir şair.
Allen is a poet.
#4118
avm
mall
AVM kalabalıktı.
The mall was crowded.
#4119
bizans
Byzantine
Bizans İmparatorluğu'nun tarihi 1058 yılına kadar uzanır.
The history of the Byzantine Empire spans 1058 years.
#4120
ey
o
Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab, tek Rab'dir.
Hear, O Israel! The Lord is our God, the Lord is one.
#4121
st
st
Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.
Napoleon was exiled to St. Helena.
#4121
st
Saint
Ermitaj Müzesi St. Petersburg'da bulunmaktadır.
The Hermitage Museum is located in Saint Petersburg.
#4122
atışı
shot
Bir silah atışı çınladı.
A shot rang out.
#4123
kaçağı
fugitive
Polis, kaçağı yakalamak için Teğmen Tom Jackson'ı belirliyor.
Police Lieutenant Tom Jackson is determined to catch the fugitive.
#4124
masaj
massage
Göğsüne masaj yapmamı ister misin?
Would you like me to massage your chest?
#4125
saçma
Nonsense
Onu dinleme, o saçma sapan konuşuyor.
Don't listen to him, he's talking nonsense.
#4125
saçma
ridiculous
Onun hikayesi herhangi birinin inanması için çok fazla saçma.
His story was too ridiculous for anyone to believe.
#4125
saçma
absurd
Saçma önerisini başkan reddetti.
The chairman rejected his absurd proposal.
#4125
saçma
nonsense
Onu dinleme, o saçma sapan konuşuyor.
Don't listen to him, he's talking nonsense.
#4125
saçma
silly
Sana saçma bir soru sormalıyım.
I need to ask you a silly question.
#4126
umutlu
hopeful
Gelecekle ilgili umutlu hissediyorum.
I feel hopeful about the future.
#4127
çoklu
multiple
Çoklu yaralanmalar bildirildi.
Multiple injuries have been reported.
#4128
sarayı
Palace
Kraliyet Sarayı bir tepenin üstüne yapıldı.
The royal palace was built on a hill.
#4128
sarayı
palace
Kraliyet Sarayı bir tepenin üstüne yapıldı.
The royal palace was built on a hill.
#4129
astım
asthma
Bir astım krizi geçirdim.
I had an asthma attack.
#4130
bekleme
Waiting
Bekleme salonunda beş hasta vardı.
There were five patients in the waiting room.
#4130
bekleme
wait
Trenler arasında uzun bir bekleme var.
There is a long wait between trains.
#4130
bekleme
expect
Çok fazla şey bekleme.
Don't expect too much.
#4131
direk
pole
O direk eğri.
That pole is off vertical.
#4131
direk
direct
Gözlerimizi direk güneş ışığından korusak iyi olur.
We had better protect our eyes from direct sunlight.
#4131
direk
directly
Uranüs, ekseninde çok fazla yana yatar öyle ki yan tarafı etrafında döner. Bu yüzden, kutupları bazen neredeyse direk güneşi işaret eder.
Uranus tilts over so far on its axis that it rotates on its side. Because of this, its poles are sometimes pointed almost directly at the Sun.
#4132
günah
sin
Yalan söylemek her zaman bir günah mıdır?
Is it always a sin to tell a lie?
#4132
günah
confession
Sami gerçek bir günah çıkarma yaptı.
Sami made a true confession.
#4133
kolon
colon
Bogdan Tanjević kolon kanseri nedeniyle istifa edecek.
Bogdan Tanjević will resign because of colon cancer.
#4134
lazer
laser
Ve uzaylılar, uçan daireler ve lazer silahları nerede?
And where are the aliens, the flying saucers, and the laser guns?
#4135
nihayetinde
Eventually
Nihayetinde Tom, olanları öğrendi.
Eventually, Tom found out what had happened.
#4135
nihayetinde
ultimately
Bir gün nihayetinde hayat bitecek.
One day, life will ultimately end.
#4135
nihayetinde
eventually
Nihayetinde Tom, olanları öğrendi.
Eventually, Tom found out what had happened.
#4136
rahim
womb
Bir kadının rahim nakli aldıktan sonra bir bebeği oldu.
A woman had a baby after receiving a womb transplant.
#4136
rahim
uterus
Jinekoloji yumurtalıklar, rahim, vajina ve göğüslerin sağlığı ile ilgilenen tıbbi uygulamadır.
Gynaecology is the medical practice dealing with the health of the ovaries, uterus, vagina, and breasts.
#4136
rahim
uterine
O rahim kanseri.
She has uterine cancer.
#4137
rahmetli
late
Maria'nın rahmetli kocası bir kemancıydı.
Maria's late husband was a violinist.
#4137
rahmetli
deceased
Sık sık rahmetli annemi düşünüyorum.
I often think about my deceased mother.
#4138
salt
salt
Nagano 42 'ye karşı 46 oyla Salt Lake City'yi yendi.
Nagano beat Salt Lake City by 46 votes to 42.
#4139
tamam
okay
Tamam. Özür dilerim.
Okay. Sorry.
#4139
tamam
OK
Her iki gün de tamam.
Either day is OK.
#4140
yaratma
creation
Yatırımcılar, gerçek değer yaratma ile hüsnükuruntuyu ayırt etmeliler.
Investors must distinguish between genuine value creation and wishful thinking.
#4141
alkan
alkan
Efsaneye göre, Fransız besteci Alkan, evindeki çalışmasında, kutsal Yahudi kitabı Talmud'a ulaşmaya çalışırken çöken bir kitaplık tarafından öldürüldü.
According to legend, the French composer Alkan was killed by a collapsing bookcase when he tried to reach for the Talmud, a holy Jewish book, in the study in his house.
#4142
endonezya
Indonesia
Endonezya pek çok adadan ve iki yarımadadan oluşur.
Indonesia consists of many islands and two peninsulas.
#4142
endonezya
INDONESIA
Endonezya pek çok adadan ve iki yarımadadan oluşur.
Indonesia consists of many islands and two peninsulas.
#4143
konferansı
conference
Gelecek yılın konferansı Boston'da düzenlenecek.
Next year's conference will be held in Boston.
#4144
kosova
kosovo
Kosova Sırbistan’ın bir iliydi.
Kosovo was a province of Serbia.
#4144
kosova
Kosovo
Kosova Sırbistan’ın bir iliydi.
Kosovo was a province of Serbia.
#4145
sanatlar
arts
Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
#4145
sanatlar
Arts
Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
#4146
sergey
Sergey
Stanford Üniversitesi, Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimcileri yetiştirdi.
Stanford University has educated entrepreneurs like Larry Page and Sergey Brin.
#4146
sergey
sergey
Stanford Üniversitesi, Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimcileri yetiştirdi.
Stanford University has educated entrepreneurs like Larry Page and Sergey Brin.
#4147
slovakya
Slovakia
Macaristan ve Slovakya komşudurlar.
Hungary and Slovakia are neighbors.
#4147
slovakya
slovakia
Macaristan ve Slovakya komşudurlar.
Hungary and Slovakia are neighbors.
#4148
dezenformasyon
disinformation
O bir dezenformasyon ustasıdır.
He is a master of disinformation.
#4148
dezenformasyon
Disinformation
O bir dezenformasyon ustasıdır.
He is a master of disinformation.
#4149
doku
tissue
Bu doku geri dönüşümsüz hasar gördü.
This tissue has been irreversibly damaged.
#4150
kanama
bleeding
Bu devam ederse, kanama artacaktır.
If this goes on, the bleeding will increase.
#4150
kanama
hemorrhage
Ben on dört yaşındayken babam subaraknoid kanama yüzünden öldü.
My father died of a subarachnoid hemorrhage when I was fourteen.
#4151
konum
location
Konum değişti.
The location has changed.
#4151
konum
position
Konum aldık.
We're in position.
#4152
kuyumcu
jeweler
Kuyumcu broşa büyük bir inci monte etti.
The jeweler mounted a big pearl in the brooch.
#4152
kuyumcu
goldsmith
Alyansım yetenekli bir kuyumcu tarafından yapıldı.
My wedding ring was crafted by a skilled goldsmith.
#4153
uygunsuz
inappropriate
Bence onun uygunsuz olduğunu biliyorsun.
I think you know that's inappropriate.
#4153
uygunsuz
improper
Sendika üzerine yaptırımlar uygulanması uygunsuz.
It is improper to impose sanctions upon the union.
#4153
uygunsuz
inconvenient
O uygunsuz olacak.
That'll be inconvenient.
#4153
uygunsuz
inappropriately
Tom yüksek sesle ve uygunsuz bir biçimde güldü.
Tom laughed loudly and inappropriately.
#4154
grand
Grand
Beni Grand Hotel'e götürebilir misin?
Could you take me to the Grand Hotel?
#4154
grand
grand
Beni Grand Hotel'e götürebilir misin?
Could you take me to the Grand Hotel?
#4155
güreş
wrestling
Tom'un güreş koçu olan bir arkadaşı var.
Tom has a friend who is a wrestling coach.
#4155
güreş
wrestle
Sakın domuzlarla güreş tutma. Hem kirlenirsin hem de domuz bundan hoşlanır.
Never wrestle with pigs. You both get dirty and the pig likes it.
#4156
latin
latin
İspanya, Latin Amerika'yı işgal etmeseydi, çok daha iyi olurdu.
It would have been much better if the Spanish hadn't invaded Latin America.
#4156
latin
Latin
İspanya, Latin Amerika'yı işgal etmeseydi, çok daha iyi olurdu.
It would have been much better if the Spanish hadn't invaded Latin America.
#4156
latin
latino
Bugün ABD'deki Latin toplumu için şartlar daha iyidir.
Today, things are better for the Latino community in the USA.
#4157
pençe
paw
Tom'un köpeği onun yeni halısı üzerinde çamurlu pençe izleri bıraktı.
Tom's dog left muddy paw prints all over his new carpet.
#4158
ateşli
hot
Bugün çok ateşli görünüyorsun.
You look hot today.
#4158
ateşli
fiery
Onu ateşli kırmızı saçlarından tanıdım.
I recognized her by her fiery red hair.
#4158
ateşli
ardent
O ateşli bir müzik aşığıdır.
He is an ardent music lover.
#4158
ateşli
feverish
Ben çok ateşli hissediyorum.
I feel very feverish.
#4158
ateşli
firearms
Hükümet ateşli silah ihracatını yeniden ele almaktadır.
The government has been reconsidering its firearms exportation.
#4159
atın
throw
O, çöp. Onu atın.
It's junk. Throw it away.
#4159
atın
horse
Atın üzerine beş poundluk bahse girdim.
I bet five pounds on the horse.
#4159
atın
take
Lütfen şu resme bir göz atın.
Please take a look at that picture.
#4159
atın
check out
Web sitemize göz atın.
Check out our website.
#4159
atın
discard
Her şeyde olduğu gibi, bu videodan yararlı olan her türlü bilgeliği alın, ve saçmalığı atın.
As with all things, take from this video any wisdom that is useful, and discard the bullshit.
#4160
ayırmak
Separate
Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.
It is not always easy to separate right from wrong.
#4160
ayırmak
separate
Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.
It is not always easy to separate right from wrong.
#4160
ayırmak
distinguish
İyiyi kötüden ayırmak kolaydır.
It's easy to distinguish good from evil.
#4161
gizlilik
privacy
Biraz gizlilik bekliyordum.
I expected a little privacy.
#4161
gizlilik
confidentiality
Toplam gizliliği kabul etmek ve bir gizlilik sözleşmesi imzalamak zorundaydık.
We had to agree to total confidentiality and sign a non-disclosure agreement.
#4161
gizlilik
secrecy
Bu plan gizlilik gerektirir.
This plan requires secrecy.
#4162
muz
banana
Yeşil bir muz, yenecek kadar olgun değildir.
A green banana is not ripe enough to eat.
#4163
pembe
pink
Biz pembe ısmarladık fakat mavi aldık.
We ordered pink, but we received blue.
#4164
sevimli
cute
Sen sevimli bir çocuksun.
You're such a cute boy.
#4165
sınırsız
unlimited
Sınırsız Alana Sahip Ol Şimdi!
Get Unlimited Space Now!
#4165
sınırsız
limitless
Doğal kaynaklar sınırsız değildir.
Natural resources are not limitless.
#4165
sınırsız
unrestricted
Bu alana sınırsız erişime sahip olacaksın.
You will have unrestricted access to this area.
#4166
terapi
therapy
Terapi benim herhangi bir acı çekmeme sebep olacak mı?
Will the therapy cause me any pain?
#4167
yirmi
twenty
Yangında yirmi kişi can verdi.
Twenty people perished in the blaze.
#4168
mısırlı
Egyptian
Mısırlı görünüyor.
It looks Egyptian.
#4169
bağlılık
Commitment
Almanlar, Avrupa Birliği ve onun kurumlarına büyük bir bağlılık gösteriyor.
Germans show an enormous commitment to the European Union and its institutions.
#4169
bağlılık
commitment
Almanlar, Avrupa Birliği ve onun kurumlarına büyük bir bağlılık gösteriyor.
Germans show an enormous commitment to the European Union and its institutions.
#4170
cip
SUV
Tom cip kullanıyor.
Tom drives an SUV.
#4171
ima
implied
O öyle söylemedi fakat o yalan söylediğimi ima etti.
He didn't say so, but he implied that I was lying.
#4171
ima
hinted
Konuşmacı siyasi dünyadaki yozlaşmayı ima etti.
The speaker hinted at corruption in the political world.
#4172
istismarı
abuse
Çocuk istismarı yasalara aykırıdır.
Child abuse is against the law.
#4173
kül
ash
Volkanik kül şehri kapladı.
Volcanic ash covered the city.
#4173
kül
whole
Yangın tüm binayı yakıp kül etti.
The fire consumed the whole building.
#4174
robotik
robotics
Robotik hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
I know nothing about robotics.
#4174
robotik
robotic
Onun robotik bir sesi var.
He has a robotic voice.
#4175
sakat
crippled
Kurban köpekler tarafından sakat bırakılmıştı.
The victim was crippled by dogs.
#4175
sakat
cripple
Tom bir sakat.
Tom is a cripple.
#4176
tarıma
agriculture
Ülke ekonomisi tarıma dayalıdır.
The country's economy depends on agriculture.
#4177
taşları
stones
Taşları atmayın.
Don't throw stones.
#4177
taşları
rocks
Tom Mary'nin taşları suya atışını izledi.
Tom watched Mary throwing rocks into the water.
#4178
hong
Hong
Uçağı Hong Kong'a gitmek için öğleden sonra saat 2:00'de kalkıyor.
His plane leaves for Hong Kong at 2:00 p.m.
#4178
hong
hong
Uçağı Hong Kong'a gitmek için öğleden sonra saat 2:00'de kalkıyor.
His plane leaves for Hong Kong at 2:00 p.m.
#4179
kafkas
Caucasian
Didoca, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkas dilidir.
Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
#4180
akıcı
fluent
Birkaç ay içerisinde İngilizceyi akıcı olarak konuşabileceksin.
You will be able to speak fluent English in another few months.
#4180
akıcı
fluently
David Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilir.
David can speak French fluently.
#4181
bombası
bomb
Hiroşima'ya 1945'te bir atom bombası atıldı.
An atomic bomb was dropped on Hiroshima in 1945.
#4182
ezan
adhan
Sami ezan okunmadan camiye geldi.
Sami came to the mosque before the adhan.
#4183
ispat
prove
Onu ispat edemezsin.
You can't prove that.
#4184
kaçırma
kidnapping
Kaçırma senaryosu hiç mantıklı değildi.
The kidnapping scenario didn't make any sense.
#4184
kaçırma
abduction
1965 yılından bu yana o kasabada hiçbir adam kaçırma olayı bildirilmemişti.
No abduction had been reported in that town since 1965.
#4185
leke
stain
Yakanda bir leke var.
Your collar has a stain on it.
#4185
leke
blemish
Henüz küçük bir leke var.
There is yet one minor blemish.
#4186
mekanizması
mechanism
Kilitleme mekanizması sıkıştı.
The locking mechanism has jammed.
#4187
tesadüf
coincidence
Sanırım o sadece bir tesadüf.
I think it is a mere coincidence.
#4187
tesadüf
coincidental
Bu tesadüf olmayabilir.
This may not be coincidental.
#4188
travma
trauma
Tom'un cesedinin üzerinde hiçbir travma belirtisi yok.
There are no signs of trauma on Tom's corpse.
#4188
travma
traumatized
Tom öyle travma geçirmiş ki güçlükle konuşuyordu.
Tom was so traumatized he could barely speak.
#4189
tüp
tube
Lütfen bir tüp diş macunu al.
Please buy a tube of toothpaste.
#4190
yaptırmak
do
Tom'a ev ödevini yaptırmak gerçekten o kadar kolay değil.
It's just not that easy to get Tom to do his homework.
#4190
yaptırmak
to get it done
Onu yaptırmak için çok iyi bir yol biliyorum.
I know a very good way to get it done.
#4191
çarşı
Bazaar
İstanbuldaki Kapalı Çarşı bir renk patlamasıdır.
The Grand Bazaar in Istanbul is an explosion of colors.
#4192
yandaş
partisan
Yandaş medya gösterileri görmezden geliyor.
The partisan media is ignoring the protests.
#4193
animasyon
animation
Bilgisayar oyunları multimedya yazılımlarına örnektir çünkü metin, resim, animasyon, video ve ses içerir.
Computer games are examples of software multimedia because they combine text, images, animation, video, and sound.
#4194
dul
widow
Dul kadın siyah giyinmişti.
The widow was dressed in black.
#4195
ekmeği
bread
Ekmeği kesmek için kullandığımız bıçak keskindi.
The knife we used to cut the bread with was sharp.
#4195
ekmeği
buns
Kaç tane hamburger ekmeği aldın.
How many hamburger buns did you buy?
#4196
ekolojik
ecological
Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
#4197
favori
favorite
Her patronun kedine ait favori çalışanı vardır.
Every boss has his or her favorite employee.
#4197
favori
your favorite
Favori takımınız hangisidir?
Which is your favorite team?
#4197
favori
favourite
Milan Kundera benim favori yazarımdır.
Milan Kundera is my favourite writer.
#4198
fikrini
your opinion
Fikrini diğerlerine zorla benimsetmemelisin.
You shouldn't impose your opinion on others.
#4198
fikrini
idea
Fikrini açıkça ifade et.
Express your idea clearly.
#4198
fikrini
opinion
Samimi fikrini duymak istiyorum.
I would like to hear your honest opinion.
#4198
fikrini
notion
O, şu ana kadar nerede yeni bir şube açma fikrini ileri sürdü?
Where did he ever come up with the notion of opening a branch?
#4199
gösterme
Don't show
Buralarda tekrar yüzünü gösterme.
Don't show your face around here again.
#4199
gösterme
Show
Buralarda tekrar yüzünü gösterme.
Don't show your face around here again.
#4200
işçilik
labor
Belirtilen fiyat işçilik ücretini içermez.
The stated price does not include labor charges.
#4200
işçilik
workmanship
Bu makineler, özellikle yüksek kaliteli işçilik ile ayırt edilir.
These machines are distinguished by particularly high-quality workmanship.
Practice All Most Common Words from Your Phone
Download from the AppStore Download from GooglePlay

Take your learning to the next level with our mobile app

3000 Most Common Words
100k+ Example Sentences
Handsfree Autoplaying Flashcards
Schedulable Notifications
Progressively Translated Books
Anagram, Hangman, Lingo
Conjugation Pairs
12 Practice Types
100+ Versatile Topics
Add Your Own Words & Tags
Backup & Sync Progress
No Ads or Data Sharing
Available on all Platforms
Natural Pronunciation
Completely Offline
Custom Spaced Repetition
Direct Dictionary Search