Top 2401-2500 Most Common Turkish Words

Build your Turkish vocabulary with these fundamental words. Each word comes with practical examples to help you understand usage in context.

#2401
vitamin
vitamins
Tom her gün bir adet vitamin ve mineral hapı alır.
Tom takes a pill with vitamins and minerals every day.
#2401
vitamin
vitamin
Portakalların yüksek vitamin içeriği vardır.
Oranges have a high vitamin content.
#2402
gürcistan
GEORGIA
Gürcistan onun yerli devletidir.
Georgia is his native state.
#2402
gürcistan
Georgia
Gürcistan onun yerli devletidir.
Georgia is his native state.
#2403
akışı
flow
Nakit akışı sorunumuz var.
We have a cash flow problem.
#2403
akışı
stream
Kan akışı genellikle sabit ve süreklidir.
The blood stream is usually constant and continuous.
#2404
ağırlıklı
mainly
Japonlar ağırlıklı olarak pirince dayalı yaşarlar.
The Japanese live mainly on rice.
#2404
ağırlıklı
predominantly
Seyirci ağırlıklı olarak kadındı.
The audience was predominantly female.
#2405
beşinci
fifth
O, yarışta beşinci geldi.
He came in fifth in the race.
#2406
depolama
storage
Depolama maliyetlerinin çok yüksek olduğunu söylediler.
They said storage costs were too high.
#2407
düşman
enemy
Ordumuz düşman savunmasını yardı geçti.
Our army broke through the enemy defenses.
#2407
düşman
adversary
Dün bir düşman bugün bir dosttur.
An adversary yesterday is a friend today.
#2408
toplantıya
meeting
Toplantıya katılmalıydın.
You should have attended the meeting.
#2408
toplantıya
to the meeting
Öğrencilerin üçte ikisi toplantıya geldi.
Two-thirds of the students came to the meeting.
#2408
toplantıya
gathering
O asla bir toplantıya gitmez.
He never goes to a gathering.
#2409
yönetmen
director
Ben bir yönetmen oldum.
I became a director.
#2410
yılbaşı
New Year's Eve
Yılbaşı gecesi fotoğraflarını yüklüyorum.
I'm uploading pictures from New Year's Eve.
#2410
yılbaşı
Christmas
Bu ondan bir yılbaşı hediyesi.
This is a Christmas present from him.
#2410
yılbaşı
Eve
Yılbaşı gecesi fotoğraflarını yüklüyorum.
I'm uploading pictures from New Year's Eve.
#2411
ilişkisi
relationship
Onların ilişkisi hakkında bir şey bilmiyorum.
I don't know anything about their relationship.
#2411
ilişkisi
affair
Aşk ilişkisi hakkında bana güvendi.
He confided in me about his love affair.
#2412
içerik
content
Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.
Nature is the only book that offers important content on every page.
#2412
içerik
Content
Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.
Nature is the only book that offers important content on every page.
#2413
memnuniyet
satisfaction
Ben memnuniyet talep ediyorum.
I demand satisfaction.
#2413
memnuniyet
contentment
Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.
A look of contentment appeared on his face.
#2413
memnuniyet
pleased
Bunu yapmaktan memnuniyet duyarım.
I'd be pleased to do that.
#2414
düzeni
order
Her şey mükemmel çalışma düzeni içinde.
Everything is in perfect working order.
#2414
düzeni
layout
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için "Aç"a tıklatın. Programdan çıkmak için "Çıkış"ı tıklatın. "Resim Düzeni" özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Open an image and select an image layout. Click "Open" for opening an image. Click "Quit" for quitting the program. "Image Layout" feature allows you to view in any layout.
#2415
kadınlarda
women
Onun kadınlarda gözü yok.
He has no eye for women.
#2416
zeytinyağı
olive oil
O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor?
Why does she apply olive oil on her lashes?
#2417
kızılay
Red Crescent
8 Mayıs Dünya Kızılay Kızılhaç Günüdür.
May 8 is World Red Cross Red Crescent Day.
#2418
kadrosu
staff
O, öğretim kadrosu için yeni bir ek.
He is a new addition to the teaching staff.
#2419
karbon
carbon
Karbon dioksit bazen insanlara zarar verir.
Carbon dioxide sometimes harms people.
#2420
market
market
Kasabada bir market var.
There is a market in the town.
#2420
market
grocery
Tom bir market çantası taşıyarak içeri girdi.
Tom came in carrying a grocery bag.
#2420
market
convenience store
En sevdiğiniz market zinciri nedir?
What's your favorite convenience store chain?
#2421
yatırımcı
investor
Yatırımcı müşterisinin sermayesini çaldı.
The investor stole the capital of his client.
#2422
devletleri
States
Kato ona Amerika Birleşik Devletleri hakkında birçok soru sordu.
Kato asked him many questions about the United States.
#2422
devletleri
states
Kato ona Amerika Birleşik Devletleri hakkında birçok soru sordu.
Kato asked him many questions about the United States.
#2423
okuma
Reading
Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
Students should develop their reading skills.
#2423
okuma
reading
Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
Students should develop their reading skills.
#2423
okuma
read
Niçin böyle bir kitabı okuma ihtiyacı duyuyorsun?
Why do you need to read such a book?
#2424
washington
Washington
Affedersiniz, bu tren Washington Square'e gider mi?
Excuse me, does this train go to Washington Square?
#2424
washington
washington
Affedersiniz, bu tren Washington Square'e gider mi?
Excuse me, does this train go to Washington Square?
#2425
kapısı
gate
UA 111 için biniş kapısı nerede?
Where is the boarding gate for UA 111?
#2425
kapısı
door
Tom'un yatak odası kapısı kapalıydı.
Tom's bedroom door was closed.
#2426
kazanma
Winning
O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var.
That team has little, if any, chance of winning.
#2426
kazanma
win
Bu sefer Bob'un kazanma olasılığı yüksek.
This time Bob is likely to win.
#2427
bağırsak
intestine
İnce bağırsak yaklaşık yedi metre uzunluğundadır.
The small intestine is about seven meters long.
#2427
bağırsak
bowel
Doktor onun mide ağrılarının irritabl bağırsak sendromu nedeniyle olduğu sonucuna vardı.
The doctor concluded that her stomach pains were due to irritable bowel syndrome.
#2427
bağırsak
intestinal
Fadıl mide ve bağırsak ağrılarından şikayet etmeye başladı.
Fadil started complaining of stomach and intestinal pains.
#2428
hamile
pregnant
Maddelerin bazıları, özellikle eğer hamile iseniz, zararlıdır.
Some of the ingredients are harmful, especially if you are pregnant.
#2429
hüküm
judgment
Çok hızlı hüküm vermeyin.
Don't pass judgment too quickly.
#2430
sözünü
promise
Tom sözünü tutmayacak son insandır.
Tom is the last person to break his promise.
#2431
açığa
reveal
O, onun sırrını açığa çıkarmadı.
He didn't reveal his secret.
#2431
açığa
expose
Tom bizi açığa çıkaracaktı.
Tom was going to expose us.
#2431
açığa
unleash
Bu Tom'un potansiyelini açığa çıkarması için harika bir fırsat.
This is a great opportunity for Tom to unleash his potential.
#2432
benzersiz
unique
Her sitenin benzersiz bir adresi vardır.
Every website has a unique address.
#2433
lehine
in favor of
Teklifin lehine misiniz?
Are you in favor of the proposal?
#2433
lehine
favor
Şans benim lehine döndü.
Luck turned in my favor.
#2433
lehine
favour
Kader benim lehine döndü.
Fate has turned in my favour.
#2434
pozisyon
position
Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
I intend to take my position as a third party.
#2435
uzaktan
remote
TV için uzaktan kumanda nerede?
Where's the remote control for the TV?
#2436
arzu
desire
Bugün seni görmeyi çok arzu ediyorum.
I desire a lot to see you today.
#2436
arzu
desirable
Arzu edilen şeyi yapmak her zaman mümkün olmaz.
What's desirable isn't always doable.
#2436
arzu
wishes
Tom ana dili gibi Fransızca konuşabilmeyi arzu ediyor.
Tom wishes he could speak French like a native speaker.
#2437
i̇sviçre
SWITZERLAND
İsviçre doğal güzelliği ile ünlüdür.
Switzerland is famous for its scenic beauty.
#2438
portekiz
Portugal
Portekiz bir istisna değildir.
Portugal is not an exception.
#2439
ağız
mouth
Allah bir insana daha çok dinlesin ve daha az konuşsun diye iki kulak ve bir ağız verdi.
God gave the man two ears and a mouth so that he would listen more and talk less.
#2439
ağız
oral
İyi ağız hijenine sahip olmak önemlidir.
Having good oral hygiene is important.
#2440
değerlendirmek
evaluate
Öğretmen tüm öğrencileri değerlendirmek zorunda kaldı.
The teacher had to evaluate all the students.
#2440
değerlendirmek
assess
Tom hasarı değerlendirmek için arabasından indi.
Tom got out of his car to assess the damage.
#2441
minibüs
minibus
Bu minibüs 25 kişi alır.
This minibus holds 25 persons.
#2441
minibüs
van
Evin dışında beyaz bir minibüs durdu.
A white van pulled up outside the house.
#2442
tütün
Tobacco
Tütün beyni etkiler.
Tobacco acts on the brain.
#2442
tütün
tobacco
Tütün beyni etkiler.
Tobacco acts on the brain.
#2443
art
Art
.art dosyasının nasıl kullanılacağını bilmiyorum.
I don't know how to use an art file (.art).
#2444
hayali
imaginary
Noel Babanın hayali olduğuna inanmıyorum.
I don't believe that Santa Claus is imaginary.
#2444
hayali
fictitious
Hadi, hayali bir karakterin ne sıklıkta giysileri değiştirmesi gerektiğini düşünüyorsun?
Come on, how often do you think a fictitious character needs to change clothes?
#2444
hayali
dream
Mary'nin yurt dışına gitme hayali sonunda gerçek oldu.
Mary's dream of going abroad finally became a reality.
#2445
katliam
massacre
Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into.
#2445
katliam
carnage
Katliam vardı.
There was carnage.
#2445
katliam
slaughter
Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
The enemy committed a horrible slaughter in the city.
#2446
kısmen
partly
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
I partly agree with you.
#2446
kısmen
partially
Onun hikayesi kısmen doğrudur.
His story is partially true.
#2446
kısmen
part
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
#2446
kısmen
partial
Sana kısmen katılıyorum.
I'm in partial agreement with you.
#2447
güneydoğu
Southeast
Jim güneydoğu Asya gezisine çıkmak üzere.
Jim is about to take a trip to southeast Asia.
#2447
güneydoğu
southeast
Jim güneydoğu Asya gezisine çıkmak üzere.
Jim is about to take a trip to southeast Asia.
#2448
gerekçe
reason
O iyi bir gerekçe değildir.
That isn't a good reason.
#2449
merkezleri
centers
Yeni fabrikalar ve sanayi merkezleri inşa edildi.
New factories and industrial centers were built.
#2449
merkezleri
malls
Alışveriş merkezleri ergenler arasında popülerdir.
Shopping malls are popular among teenagers.
#2450
i̇sveç
sweden
İsveç, İskandinavya'daki en büyük ülkedir.
Sweden is the largest country in Scandinavia.
#2451
devrim
revolution
Devrim yeni bir çağ getirdi.
The revolution ushered in a new era.
#2451
devrim
revolutionized
William, tekstil endüstrisinde devrim yaratan vizyoner bir liderdi.
William was a visionary leader who revolutionized the textile industry.
#2452
er
er
Er, ben sadece otomatik vitesli arabaları sürebilirim.
Er, I can only drive cars with an automatic transmission.
#2452
er
sooner
Er ya da geç, bu başıboşluğundan pişman olacaksın.
Sooner or later, you will regret your idleness.
#2453
göze
to the eye
Parktaki yeşil yapraklar göze hoş geliyor.
Green leaves in a park are pleasing to the eye.
#2453
göze
afford
O kadar çok ödemeyi göze alamam.
I can't afford to pay so much.
#2453
göze
can afford
Bunu göze alabilirler.
They can afford it.
#2453
göze
eye
Göze göz, dişe diş.
An eye for an eye, a tooth for a tooth.
#2454
oda
Room
Sizin oda dağınık.
Your room is out of order.
#2454
oda
room
Sizin oda dağınık.
Your room is out of order.
#2454
oda
chamber
Piramidin içinde gizemli bir oda bulundu.
A mysterious chamber has been discovered inside the pyramid.
#2454
oda
bed
Oda eski yatak dışında boştu.
The room was empty except for a shabby bed.
#2455
temizliği
cleaning
Bahar temizliği yapmak istiyorum.
I want to do spring cleaning.
#2456
biyolojik
biological
Mary, Tom'un biyolojik annesidir.
Mary is Tom's biological mother.
#2457
fabrika
factory
Önümüzdeki hafta fabrika muhtemelen kapatılacak.
Possibly the factory will be closed down next week.
#2457
fabrika
plant
Fabrika işçileri sendikalaştı.
The plant workers unionized.
#2458
istemiyorum
don't want
O kadar uzun beklemek istemiyorum.
I don't want to wait that long.
#2458
istemiyorum
I don't want to
O kadar uzun beklemek istemiyorum.
I don't want to wait that long.
#2459
kalite
quality
Senin kalite kontrolünden çok etkilendim.
I'm very impressed with your quality control.
#2459
kalite
Quality
Senin kalite kontrolünden çok etkilendim.
I'm very impressed with your quality control.
#2460
kitabı
book
Kitabı Cumartesiden önce geri vermek zorundayım.
I have to give back the book before Saturday.
#2460
kitabı
Book
Kitabı Cumartesiden önce geri vermek zorundayım.
I have to give back the book before Saturday.
#2461
kod
code
Yorum ekleme kod okumayı kolaylaştırır.
Adding comments makes the code easier to read.
#2462
müsaade
Excuse me
Bana biraz müsaade et.
Excuse me for a moment.
#2462
müsaade
permission
Önce Tom'dan müsaade istense daha iyi olmaz mı?
Wouldn't it be better to ask Tom's permission first?
#2463
yöneticisi
manager
Takım yöneticisi aniden istifa etti.
The manager of the team quit suddenly.
#2464
çifti
pair
Kendime sıcak bir eldiven çifti satın aldım.
I bought myself a warm pair of gloves.
#2464
çifti
couple
Soyguncu çifti bodrumda kilitledi.
The burglar locked the couple in the basement.
#2465
öğrenme
learning
Düşünce olmadan öğrenme emek kaybıdır.
Learning without thought is labor lost.
#2465
öğrenme
find out
Onlara öğrenme şansı verelim.
Let's give them the chance to find out.
#2466
ışığında
in the light of
Bilimci son bilimsel bilgiler ışığında garip olayları açıkladı.
The scientist explained the strange phenomena in the light of recent scientific knowledge.
#2467
liman
Port
Yokohama güzel bir liman şehridir.
Yokohama is a beautiful port town.
#2467
liman
port
Yokohama güzel bir liman şehridir.
Yokohama is a beautiful port town.
#2467
liman
harbor
Liman bloke edilebilir.
The harbor can be blocked.
#2468
problemi
problem
Ben problemi kolaylıkla çözmene şaşırdım.
I'm amazed by the ease with which you solve the problem.
#2469
tavuk
chicken
Tavuk bu sabah bir yumurta yumurtladı.
The chicken laid an egg this morning.
#2469
tavuk
hen
Tavuk bir yumurta yumurtladı.
The hen has laid an egg.
#2469
tavuk
poultry
Bana tavuk çiftliğinin er ya da geç iflas edeceğini bildiren bir mektup gönderdi.
He sent me a letter to the effect that his poultry farm would go bankrupt sooner or later.
#2470
ömür
life
Katilin suçu kanıtlandı ve ömür boyu hapse mahkum edildi.
The murderer was convicted and sentenced to life in prison.
#2470
ömür
lifetime
Bu bir ömür boyu şanstır.
This is the chance of a lifetime.
#2471
mühimmat
Ammunition
Sadece silah ve mühimmat istedi.
He only wanted guns and ammunition.
#2471
mühimmat
ammunition
Sadece silah ve mühimmat istedi.
He only wanted guns and ammunition.
#2471
mühimmat
ordnance
Avrupa'da her yıl patlamamış mühimmat bulunur.
Unexploded ordnance is found every year in Europe.
#2472
turistik
tourist
Kent, önemli bir turistik yer olarak rağbet kazandı.
The city is gaining popularity as a major tourist destination.
#2472
turistik
attractions
Tom çoğu günleri turistik yerlerin önünde para istemek için harcadı.
Tom spent most days begging for money in front of tourist attractions.
#2473
izleyici
Audience
Heyecanlı izleyici konser salonuna koştu.
The excited audience ran into the concert hall.
#2473
izleyici
audience
Heyecanlı izleyici konser salonuna koştu.
The excited audience ran into the concert hall.
#2474
kazanması
win
Onun yarışmayı kazanması gerektiği doğaldı.
It was natural that he should win the contest.
#2474
kazanması
to win
Şampiyonluğu kazanması muhtemeldir.
He is likely to win the championship.
#2475
dönüşü
return of the
Mona Lisa'nın dönüşü için 50.000 franklık bir ödül önerildi.
A reward of 50 000 francs was offered for the return of the Mona Lisa.
#2475
dönüşü
return
Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
#2476
global
global
Hava kirliliği ciddi global bir sorundur.
Air pollution is a serious global problem.
#2477
hızı
speed
Işık hızı sesten çok daha büyüktür.
The speed of light is much greater than that of sound.
#2477
hızı
rate
Onun senkronizasyon hızı arzulanan bir şey bırakmadı.
His synchronizing rate left nothing to be desired.
#2477
hızı
velocity
Işık hızı saniyede yaklaşık 186.000 mildir.
The velocity of light is about 186,000 miles per second.
#2477
hızı
pace
Sadece hızı kendime göre ayarlamam gerekiyor.
I just need to pace myself.
#2478
kıyı
coastal
Küresel ısınma kıyı sellerine neden olacak.
Global warming will cause coastal flooding.
#2478
kıyı
coast
Dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kıyı yakınında yaşar.
More than a third of the world population lives near a coast.
#2478
kıyı
shore
Kıyı boyunca yürüdü.
He walked along the shore.
#2478
kıyı
banks
Kıyı bölgeleri nehirlerin kıyısı boyunca yer alan arazinin dar arazi şeritleridir.
Riparian zones are narrow strips of land located along the banks of rivers.
#2479
yoksulluk
poverty
Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.
When poverty comes in at the door, love flies out the window.
#2479
yoksulluk
Poverty
Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.
When poverty comes in at the door, love flies out the window.
#2480
polonya
POLAND
Polonya büyük bir ülkedir.
Poland is a big country.
#2480
polonya
Poland
Polonya büyük bir ülkedir.
Poland is a big country.
#2480
polonya
Polish
Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
#2481
iflas
bankruptcy
Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var.
There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
#2481
iflas
bankrupt
O şirket iflas etti.
That company went bankrupt.
#2481
iflas
went bankrupt
O şirket iflas etti.
That company went bankrupt.
#2482
oynamak
play
Ateş etrafında oynamak tehlikelidir.
It's dangerous to play around the fire.
#2483
yarışı
race
Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.
Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
#2483
yarışı
racing
Güvercin yarışı neredeyse 2000 yıl geriye uzanan bir spordur.
Pigeon racing is a sport that dates back almost 2,000 years.
#2484
volkan
volcano
Volkan tekrar aktif hale geldi.
The volcano has become active again.
#2485
biber
pepper
Biraz daha biber ekle.
Add a little more pepper.
#2485
biber
chili
Kırmızı biber dilimi yaktı.
The chili burnt my tongue.
#2486
karın
abdominal
Tom şiddetli karın ağrısı çekiyor.
Tom is suffering from severe abdominal pain.
#2486
karın
wife
Karın iyi bir aşçı mı?
Is your wife a good cook?
#2487
komşu
neighbor
Yakın bir komşu, uzak bir akrabadan daha iyidir.
A close neighbor is better than a distant relative.
#2487
komşu
neighbouring
İki komşu ülke arasındaki sınır kapalı kalır.
The border between the two neighbouring countries remains closed.
#2487
komşu
adjacent
Memleketim okyanusa komşu.
My home town is adjacent to the ocean.
#2488
lastik
tire
Lastik basıncını kontrol eder misin?
Could you check the tire pressure?
#2488
lastik
rubber
Elastik olduğu için lastik bir top seker.
A rubber ball bounces because it is elastic.
#2488
lastik
tyre
Ortalama bir araba için önerilen lastik basıncı yaklaşık 32 psi'dir.
The recommended tyre pressure of the average car is around 32 psi.
#2489
makine
machine
Makine, yağdan tıkanmış.
The machine was clogged with grease.
#2489
makine
mechanical
Tom makine mühendisi olmak için öğrenim görüyor.
Tom is studying to be a mechanical engineer.
#2490
sürdürülebilirlik
sustainability
Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.
Bicycles are tools for urban sustainability.
#2491
düşme
Falling
Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
Chris risks falling behind in the science class.
#2491
düşme
fall
Tom'un düşme korkusu vardı.
Tom had a fear that he would fall down.
#2492
gözaltı
detention
Tom'a ders sırasında konuştuğu için gözaltı cezası verildi.
Tom was given detention for talking during class.
#2493
paralel
parallel
Nehir ana caddeye paralel akar.
The river runs parallel to the main street.
#2494
çıkarma
extraction
Bugün biyogaz çıkarma hakkında bir hikaye duyduk.
Today we heard a story about biogas extraction.
#2495
ağrı
pain
Göğsümde keskin bir ağrı var.
I have a sharp pain in my chest.
#2496
köpeği
dog
Bir köpeği nasıl eğiteceğini öğrenmek için zahmete girmeye hazır değilsen bir köpek alma.
If you're not prepared to take the trouble to learn how to train a dog, don't get one.
#2497
özlem
longing
Biz hepimiz dünyada barış için özlem duyuyoruz.
We are all longing for peace in the world.
#2497
özlem
yearning
Üniversiteye karşı bir özlem hissediyorum.
I feel a yearning for the university.
#2498
antik
ancient
Uzaktaki antik kalıntıları görebilirsiniz.
You can see the ancient ruins in the distance.
#2498
antik
antique
Antik bir çanak çıkarıldı.
An antique pot was dug out.
#2498
antik
antiquity
Ağustosböceği antik çağlardan beri ilgisizliği temsil etmiştir.
The cicada has represented insouciance since antiquity.
#2499
bağımsızlık
independence
Sömürge şimdiye kadar bağımsızlık ilan etmedi.
The colony has not declared independence as yet.
#2499
bağımsızlık
Independence
Sömürge şimdiye kadar bağımsızlık ilan etmedi.
The colony has not declared independence as yet.
#2500
dağıtım
Distribution
Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.
The Japanese distribution system, characterized by layers of wholesale, is complex and costly.
#2500
dağıtım
distribution
Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.
The Japanese distribution system, characterized by layers of wholesale, is complex and costly.
Practice All Most Common Words from Your Phone
Download from the AppStore Download from GooglePlay

Take your learning to the next level with our mobile app

3000 Most Common Words
100k+ Example Sentences
Handsfree Autoplaying Flashcards
Schedulable Notifications
Progressively Translated Books
Anagram, Hangman, Lingo
Conjugation Pairs
12 Practice Types
100+ Versatile Topics
Add Your Own Words & Tags
Backup & Sync Progress
No Ads or Data Sharing
Available on all Platforms
Natural Pronunciation
Completely Offline
Custom Spaced Repetition
Direct Dictionary Search