Top 2201-2300 Most Common Turkish Words

Build your Turkish vocabulary with these fundamental words. Each word comes with practical examples to help you understand usage in context.

#2201
metrekare
square meter
Metro o kadar doluydu ki metrekare başına yaklaşık beş kişi vardı.
The subway was so full that there were around five people per square meter.
#2201
metrekare
square meters
Bir evin kaç metrekare olduğunu nasıl hesaplıyorsun?
How do you calculate how many square meters a house is?
#2202
azaltmak
reduce
Bu ay masraflarımı azaltmak zorundayım.
I have to reduce my expenses this month.
#2202
azaltmak
decrease
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
What should you do to decrease your debt?
#2202
azaltmak
mitigate
Ormansızlaşmanın azaltılması, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için tek yoldur.
Reducing deforestation is one way to mitigate the impacts of climate change.
#2202
azaltmak
lessen
Ağrıyı azaltmak için ilaca ihtiyacım var.
I need medicine to lessen the pain.
#2203
belge
document
Belge tüm bölüm başkanlarına dağıtıldı.
The document was distributed to all department heads.
#2203
belge
Document
Belge tüm bölüm başkanlarına dağıtıldı.
The document was distributed to all department heads.
#2203
belge
papers
Sami bu sabah birkaç belge imzaladı.
Sami signed a few papers this morning.
#2204
yürüyen
walking
Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.
Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.
#2205
beyan
Declaration
Lütfen Gümrük Beyan Formunu doldurun.
Please fill out the Customs Declaration Form.
#2205
beyan
declaration
Lütfen Gümrük Beyan Formunu doldurun.
Please fill out the Customs Declaration Form.
#2206
dinamik
dynamic
Tom dinamik bir kişiliğe sahiptir.
Tom has a dynamic personality.
#2206
dinamik
dynamically
Bu istatistiklerin dinamik olarak güncellenmesi gerekmez.
These statistics don't need to be dynamically updated.
#2207
içeri
inside
Dışarıda hava soğuk olduğu için içeri gel.
Come inside because it's cold outside.
#2207
içeri
in
Yağmur yağmadan önce çamaşırı içeri alacağım.
I'll take in the washing before it rains.
#2207
içeri
let
Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
Let this smoky air out of the room and let some fresh air in.
#2208
çiftçi
farmer
Çiftçi traktörünü ahırda tutar.
The farmer keeps his tractor in the barn.
#2209
kedi
cat
Masanın altında bir kedi var.
There is a cat under the desk.
#2210
kirli
dirty
Kitaplarımı kirli ellerinle tutma.
Don't handle my books with dirty hands.
#2210
kirli
polluted
Bu nehir kirli değildir.
This river is not polluted.
#2210
kirli
unclean
Yeryüzünde soyları tükenmesin diye yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan ikişer çift, kuşlardan yedişer çift al.
Of all clean beasts take seven and seven, the male and the female. But of the beasts that are unclean two and two, the male and the female. Of the fowls also of the air seven and seven, the male and the female: that seed may be saved upon the face of the whole earth.
#2211
metreküp
cubic
Bir metreküp, 1000 litreye karşılık gelmektedir.
A cubic meter corresponds to 1000 liters.
#2212
vuran
hit
Sana vuran adam ön kapıda.
The guy who hit you is at the front door.
#2213
yetki
authority
Yetki verme konusunda herhangi bir sorunum yok.
I have no problem delegating authority.
#2213
yetki
jurisdiction
Bu durum benim yetki alanımın dışında.
This case is outside my jurisdiction.
#2214
avusturya
austria
Avusturya ile Avustralya'yı karıştırma.
Don't confuse Austria with Australia.
#2214
avusturya
Austria
Avusturya ile Avustralya'yı karıştırma.
Don't confuse Austria with Australia.
#2214
avusturya
Austrian
Her yıl Avusturya Alp'lerinde birkaç düzine dağcı ölmektedir.
Several dozen mountaineers die each year in the Austrian Alps.
#2215
kupa
trophy
Arkadaşıma kupa verildiği zaman sevinçle bağırmaktan başka bir şey yapamadım.
I could not but cheer when my friend was handed the trophy.
#2215
kupa
mug
Bu kupa demirden yapılmıştır.
This mug is made of iron.
#2215
kupa
cup
Bu kupa altından yapılmıştır.
The cup is made of gold.
#2215
kupa
hearts
Bende kupa valesi var.
I've got the jack of hearts.
#2216
anma
mention
Bir daha sakın onun adını anma.
Don't ever mention his name again.
#2216
anma
Memorial
Devrimi anma gününü kutla!
Celebrate the revolution memorial day!
#2217
coğrafi
geographical
Bu mağaza coğrafi bir avantaja sahiptir.
This store enjoys a geographical advantage.
#2217
coğrafi
geographic
Matematik hiçbir ırk veya coğrafi sınır tanımaz; matematik için, kültürel dünya tek ülkedir.
Mathematics knows no races or geographic boundaries; for mathematics, the cultural world is one country.
#2218
limon
lemon
Limon ekşi bir meyvedir.
The lemon is a sour fruit.
#2218
limon
limes
Limon ve misket limonu asitli meyvedir.
Lemons and limes are acidic fruits.
#2219
zorluk
difficulty
Onun ofisini bulmada zorluk çekmedim.
I had no difficulty in finding his office.
#2219
zorluk
challenge
Bu zorluk aşılmalı.
This challenge must be overcome.
#2220
avcı
hunter
Avcı bir geyiğe ateş etti.
The hunter shot at a deer.
#2220
avcı
fighter
Avcı uçağı bombalarını bıraktı.
The fighter plane released its bombs.
#2221
federal
federal
Dev bir federal bütçe açığı, yıllardır Amerikan ekonomisinin başına bela oldu.
A huge federal budget deficit has been plaguing the American economy for many years.
#2222
açmak
open
Bir hesap açmak istiyorum.
I'd like to open an account.
#2222
açmak
turn
Radyoyu açmak için butona bastım.
I pressed the button to turn the radio on.
#2222
açmak
unpack
Tom açmak istiyordu.
Tom wanted to unpack.
#2223
flaş
flash
Burada bir flaş kullanmak doğru mu?
Is it all right to use a flash here?
#2224
yüzü
face
Onun yüzü acıdan şekil değiştirmişti.
His face is distorted by pain.
#2224
yüzü
his face
Onun yüzü acıdan şekil değiştirmişti.
His face is distorted by pain.
#2224
yüzü
side
Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
#2225
özellik
Feature
Bu bir özellik, bir hata değil.
It's a feature, not a bug.
#2225
özellik
property
Bu çok büyük bir özellik.
It's a very large property.
#2225
özellik
feature
Bu bir özellik, bir hata değil.
It's a feature, not a bug.
#2226
gölü
lake
Biz bir tekne ile gölü geçtik.
We crossed the lake in a boat.
#2226
gölü
Lake
Biz bir tekne ile gölü geçtik.
We crossed the lake in a boat.
#2227
tadını
taste
Ben domatesin tadını sevmiyorum.
I don't like the taste of tomatoes.
#2227
tadını
enjoy
Tatilin tadını çıkardın mı?
Did you enjoy your holiday?
#2227
tadını
tasted
Tom, Mary'nin yaptığı pastayı tattı ve tadını beğenmediğini söyledi.
Tom tasted the cake Mary made and said he didn't like the way it tasted.
#2227
tadını
savor
Yavaş ye. Yemeğinin tadını çıkar.
Eat slowly. Savor your food.
#2228
üssü
base
Kanada'nın en soğuk yeri Nunavut'taki araştırma üssü Eureka'dır.
The coldest place in Canada is the research base Eureka, in Nunavut.
#2229
şarkı
song
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
This song is so moving that it brings tears to my eyes.
#2229
şarkı
lyrics
Tom şiir ve şarkı sözleri yazmayı seviyor.
Tom likes to write poems and song lyrics.
#2229
şarkı
sing
Burada şarkı söyleyecek misin?
Are you going to sing here?
#2229
şarkı
singing
O, şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.
He makes his living by singing.
#2230
değerini
value of
Eğer iyi bir bahçeniz varsa, o, evinizin değerini artıracaktır.
If you have a good garden, it will enhance the value of your house.
#2230
değerini
value
Eğer iyi bir bahçeniz varsa, o, evinizin değerini artıracaktır.
If you have a good garden, it will enhance the value of your house.
#2231
sahası
field
Yüzme havuzu, barbekü, futbol sahası ve bilardo masalı kır evi tamamlandı.
The country house was complete, with a swimming pool, a barbecue, a soccer field and a pool table.
#2231
sahası
pitch
Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük.
This area is as big as a football pitch.
#2232
siyaseti
politics
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
We must separate politics from religion.
#2233
disiplin
Discipline
Sana zaten açıklandı: Savaş, disiplin ve koordinasyon gerektirir.
It has already been explained to you: a battle requires discipline and coordination.
#2233
disiplin
discipline
Sana zaten açıklandı: Savaş, disiplin ve koordinasyon gerektirir.
It has already been explained to you: a battle requires discipline and coordination.
#2233
disiplin
disciplinary
Okul disiplin eylemi düşünüyor.
The school is considering disciplinary action.
#2234
sizler
you
Sizler aktrissiniz.
You are actresses.
#2234
sizler
you guys
Sizler çok olgunlaşmamışsınız.
You guys are so immature.
#2235
tarafta
side
Artık bu tarafta yaşayamazsın.
You can't live on this side anymore.
#2236
taşımak
to move
Mobilyamızı taşımak için bir kamyon kiraladık.
We rented a truck to move our furniture.
#2236
taşımak
move
Mobilyamızı taşımak için bir kamyon kiraladık.
We rented a truck to move our furniture.
#2236
taşımak
carry
Bagajını taşımak zorunda değilsin.
You don't have to carry your baggage.
#2237
emir
Order
Emir vermezdi.
He would not give the order.
#2237
emir
orders
Senden emir almam.
I don't take orders from you.
#2238
mutfak
Kitchen
Mutfak bıçağını kullanırken, karım parmağını kesti.
When using the kitchen knife, my wife cut her finger.
#2238
mutfak
kitchen
Mutfak bıçağını kullanırken, karım parmağını kesti.
When using the kitchen knife, my wife cut her finger.
#2238
mutfak
culinary
Birçok bitkiler botanik meyve olmasına rağmen yaygın olarak mutfak sebzesi olarak kabul edilirler.
Several plants are commonly considered culinary vegetables despite being botanical fruits.
#2238
mutfak
cuisine
Tavsiye edebileceğin mutfak ya da restoran türleri var mıdır?
Are there any types of cuisine or restaurants that you could recommend?
#2239
plastik
plastic
Plastik kolayca kırılmaz.
Plastic does not break easily.
#2240
cinayeti
murder
Hepimiz cinayeti onun işlediğinden şüpheleniyoruz.
We all suspect him of murder.
#2240
cinayeti
homicide
Bir cinayeti araştırıyoruz.
We're investigating a homicide.
#2241
kurtarmak
rescue
O, beni kurtarmak için geldi.
He came to my rescue.
#2241
kurtarmak
save
Doktor onu kurtarmak için zamanında geldi.
The doctor arrived in time to save her.
#2241
kurtarmak
recover
Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
I want to recover my valuables.
#2242
yaratıcı
creative
Televizyon yaratıcı gücümüzü köreltebilir.
Television can dull our creative power.
#2242
yaratıcı
inventive
Tom çok yaratıcı.
Tom is very inventive.
#2242
yaratıcı
imaginative
O, çok yaratıcı bir yazardır.
He is a very imaginative writer.
#2242
yaratıcı
creator
Hiçbir şey bir yaratıcı olmadan var olmazdı.
Nothing would exist without a creator.
#2243
katkısı
contributed
Kimse para yardımında en çok Tom'un katkısı olduğunu bilmiyordu.
Nobody knew that Tom was the person who contributed most of the money.
#2244
altından
under
Masanın altından bir kedi çıktı.
A cat appeared from under the desk.
#2245
mesele
Issue
Gerçek mesele hastalığın nasıl önleneceğidir.
The real issue is how to prevent the disease.
#2245
mesele
matter
O başka bir mesele.
That is another matter.
#2245
mesele
issue
Gerçek mesele hastalığın nasıl önleneceğidir.
The real issue is how to prevent the disease.
#2245
mesele
affair
Bütün bu mesele bana bir baş ağrısı veriyor.
This whole affair is giving me a headache.
#2246
cumhuriyetçi
Republican
Cumhuriyetçi aday seçimi kazandı.
The Republican candidate won the election.
#2246
cumhuriyetçi
republican
Cumhuriyetçi aday seçimi kazandı.
The Republican candidate won the election.
#2247
gider
goes
Para gelir ve gider.
Money comes and goes.
#2247
gider
expense
Ben faturayı gider hesabımdan ödedim.
I paid the bill out of my expense account.
#2248
karakteri
character
Herkesin kendi karakteri var.
Everyone has a character of his own.
#2249
muhalif
defiant
Tom muhalif.
Tom's defiant.
#2249
muhalif
opponents
Birçok muhalif Sibirya'ya gönderildi.
Many opponents were sent to Siberia.
#2250
peşinde
in pursuit of
Polisler kaçağın peşinde.
The police are in pursuit of the runaway.
#2250
peşinde
pursuit
Polisler kaçağın peşinde.
The police are in pursuit of the runaway.
#2250
peşinde
after
Polis adamın peşinde.
The police are after the man.
#2251
randevu
Appointment
Dr Beyaz'la sadece randevu ile görüşebilirsiniz.
You can meet Dr. White only by appointment.
#2251
randevu
appointment
Dr Beyaz'la sadece randevu ile görüşebilirsiniz.
You can meet Dr. White only by appointment.
#2251
randevu
make an appointment
Mümkün olan kısa sürede bir randevu almaya çalışın.
Try to make an appointment as soon as possible.
#2251
randevu
date
Yakında buluşmak için bir randevu verdik.
We made a date to meet soon.
#2252
ufak
small
Kız kardeşim ve ben tatilde Fuji Dağı'nın dibindeki ufak bir köyde kaldık.
During the vacation my sister and I stayed at a small village at the foot of Mt. Fuji.
#2252
ufak
little
O yumuşak kilden ufak bir heykel yaptı.
He made a little statue out of soft clay.
#2252
ufak
slight
Planlarla ilgili ufak bir değişiklik var.
There's been a slight change of plans.
#2252
ufak
tiny
Cebelitarık ufak bir yer.
Gibraltar is a tiny place.
#2252
ufak
minor
Ufak detaylar hakkında endişelenme.
Don't worry about the minor details.
#2253
bakımı
care
Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
#2253
bakımı
maintaining
Hapisteki bir suçlunun bakımı çok pahalıdır.
Maintaining a criminal in the jail is very expensive.
#2254
gemisi
ship
Bu bir kargo gemisi.
It's a cargo ship.
#2254
gemisi
vessel
Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı.
A cargo vessel, bound for Athens, sank in the Mediterranean without a trace.
#2254
gemisi
carrier
Bir uçak gemisi ancak bir taktik nükleer silahla yok edilebilir.
An aircraft carrier can only be destroyed with a tactical nuclear weapon.
#2254
gemisi
ark
Ne yazık ki, Nuh'un gemisi ejderhalar, dinozorlar ve tek boynuzlular için uygun bir ortam değildi.
Sadly, Noah's ark was not an adequate environment for dragons, dinosaurs and unicorns.
#2255
kuş
bird
Bir balık olmaktansa bir kuş olmayı yeğlerim.
I'd rather be a bird than a fish.
#2256
sanki
like
Sanki onun ne olduğunu biliyormuş gibi konuşma.
Don't talk ... as if you know what it's like...
#2256
sanki
as if
Kız kardeşin sanki bir prenses kadar asil görünüyor.
Your sister looks as noble as if she were a princess.
#2257
hal
state
Amerikan hükümeti olağanüstü hal ilan etti.
The American Government declared a state of emergency.
#2258
sıcaklıklar
temperatures
Gelecek hafta daha hafif sıcaklıklar bekleniyor.
Milder temperatures are expected next week.
#2259
duruşu
stance
Konuyla ilgili güçlü bir duruşu vardı.
He had a strong stance on the subject.
#2260
kanlı
bloody
Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
The battle quickly became fierce and bloody.
#2261
hibrit
hybrid
Bir hibrit sürerim.
I drive a hybrid.
#2261
hibrit
Hybrid
Bir hibrit sürerim.
I drive a hybrid.
#2262
kronik
chronic
Japonya'da kronik bir pirinç fazlalığı vardır.
There is a chronic oversupply of rice in Japan.
#2262
kronik
chronically
Soğuk algınlığı belirtiniz varsa yaşlılarla ve kronik hastalığı olanlarla temas etmeyin ve maske takmadan dışarı çıkmayın.
If you have symptoms of the cold, don't have any contact with the elderly and the chronically ill and don't go out without wearing a mask.
#2263
parası
money
Aptal ve parası çabuk ayrılırlar
A fool and his money are soon parted.
#2264
skandal
Scandal
O skandal onun şöhretine mal oldu.
That scandal cost him his reputation.
#2264
skandal
scandal
O skandal onun şöhretine mal oldu.
That scandal cost him his reputation.
#2264
skandal
scandalous
Dan yerel bir televizyon istasyona Linda'nın skandal fotoğraflarını postaladı.
Dan mailed Linda's scandalous pictures to a local TV station.
#2265
i̇ngilizce
ENGLISH
Birkaç sayfa İngilizce çevirmek iki saatten fazla zamanımı aldı.
It took me more than two hours to translate a few pages of English.
#2266
dans
dance
Benimle dans etmek ister misin?
Would you like to dance with me?
#2266
dans
dancing
Onunla ne zaman dans ettiğini gördünüz mü?
When did you see her dancing with him?
#2267
güvence
reassured
Banka, paramızın güvende olduğuna dair bize güvence verdi.
The bank reassured us that our money was safe.
#2267
güvence
assured
Tam din özgürlüğü tüm insanlar için güvence altına alınmıştır.
Full religious freedom is assured to all people.
#2268
ikramiye
bonuses
Sen bir banka soyduğunda hapse girersin. Bir banka seni soyduğunda, onlar ikramiye verirler.
When you rob a bank, you go to jail. When a bank robs you, they hand out bonuses.
#2268
ikramiye
jackpot
Büyük bir ikramiye kazandım.
I've hit the jackpot.
#2269
kağıt
paper
Yazıcıya kağıt lazım.
The printer needs paper.
#2269
kağıt
cards
Kağıt oynamayı severim.
I love playing cards.
#2270
toplama
Collection
Dan'ın toplama arabalarla dolu bir garajı vardı.
Dan had a garage full of collection cars.
#2270
toplama
collecting
Erkek kardeşim pul toplama heveslisidir.
My brother is keen on collecting stamps.
#2270
toplama
collection
Dan'ın toplama arabalarla dolu bir garajı vardı.
Dan had a garage full of collection cars.
#2270
toplama
gathering
Ailem ve ben eğlence dolu bir gün için sahile gidiyoruz, bu, yüzme, kabuk toplama, ve kumdan kaleler yapma gibi şeyler içerecek.
My family and I are going for a fun filled day at the beach. It will include swimming, gathering shells, and building sandcastles.
#2271
görür
sees
Ara sıra gelip beni görür.
He comes and sees me once in a while.
#2271
görür
see
Köpekler siyah ve beyaz olarak görür.
Dogs see in black and white.
#2272
hayvanlar
animals
Oksijen olmasaydı bütün hayvanlar uzun zaman önce ortadan kalkmış olurdu.
Without oxygen, all animals would have disappeared long ago.
#2272
hayvanlar
pets
Bazı insanlar evcil hayvanlar olarak nadir bulunan hayvanları beslerler.
Some people keep rare animals as pets.
#2273
savcı
prosecutor
Avukatım savcı ile konuşuyor.
My lawyer's talking to the prosecutor.
#2274
misafir
guests
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
#2274
misafir
Guest
Tom bir misafir.
Tom is a guest.
#2275
razı
willing
Onu yapmak için dünden razı olurdum.
I would be more than willing to do that.
#2275
razı
settle
Bu sıkıcı hayata razı olamam.
I can't settle for this boring life.
#2275
razı
consent
Onun sessizliğini razı oluş kabul ettim.
I interpreted his silence as consent.
#2276
hat
line
Hat tekrar meşgul.
The line is busy again.
#2276
hat
calligraphy
Hat öğrenmek eğlencelidir.
Learning calligraphy is fun.
#2277
lezzet
flavor
Lezzet sansasyonel.
The flavor is sensational.
#2277
lezzet
taste
Özel lezzet neye benziyor?
What does the special taste like?
#2277
lezzet
zest
İnce espri konuşmaya lezzet verir.
Wit gives zest to conversation.
#2278
gelin
bride
Gelin çok güzel görünüyordu.
The bride looked very beautiful.
#2278
gelin
come
Hanımefendiler ve beyefendiler, lütfen bu tarafa gelin.
Ladies and gentlemen, please come this way.
#2278
gelin
point
Sadede gelin lütfen.
Please get to the point.
#2279
kilit
lock
Kilit kırık.
The lock is broken.
#2280
muhtemelen
Probably
Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.
That was probably what influenced their decision.
#2280
muhtemelen
probably
Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.
That was probably what influenced their decision.
#2280
muhtemelen
possibly
Muhtemelen o, pencereleri kimin kırdığını biliyor.
Possibly he knows who broke the windows.
#2280
muhtemelen
presumably
Muhtemelen papağan kafesten kaçtı.
Presumably, the parrot escaped from the cage.
#2280
muhtemelen
likely
Muhtemelen yağmur yağacak.
It is likely to rain.
#2281
taşı
stone
Bu taşı taşımama yardım et.
Help me move this stone.
#2281
taşı
move
Lütfen TV setini sola doğru taşı.
Please move the TV set to the left.
#2281
taşı
carry
Çantaları üst kata taşı.
Carry the bags upstairs.
#2282
üzüntü
Sadness
Onun yüzünde kalan üzüntü işaretini gördüm.
I saw the mark of sadness that had remained on her face.
#2282
üzüntü
sadness
Onun yüzünde kalan üzüntü işaretini gördüm.
I saw the mark of sadness that had remained on her face.
#2282
üzüntü
sorrow
Haber onu üzüntü ile doldurdu.
The news filled her with sorrow.
#2282
üzüntü
grief
Üzüntü onu çıldırttı.
Grief drove her mad.
#2283
av
hunting
Av köpekleri tilkinin kokusunu izledi.
The hunting dogs followed the scent of the fox.
#2283
av
prey
Saldırganlığın en görünür formları genellikle av ve avcı arasında görülür.
The most visible forms of aggression are often seen between prey and predator.
#2283
av
hunt
Av bitti.
The hunt is over.
#2284
erkekler
Men
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
We men are used to waiting for the women.
#2284
erkekler
men
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
We men are used to waiting for the women.
#2284
erkekler
boys
Erkekler, genellikle, kızlardan daha uzundur.
Boys, as a rule, are taller than girls.
#2284
erkekler
males
Herhangi bir ülkedeki suçun büyük kısmı 10' lu 20' li yaşlardaki genç erkekler tarafından işlenmektedir.
A high proportion of crime in any country is perpetrated by young males in their teens and twenties.
#2284
erkekler
guys
Bunu erkekler yaptığında bundan nefret ederim.
I hate it when guys do that.
#2285
rahatsızlık
inconvenience
Yurt dışında yaşamaktan hiç rahatsızlık hissetmiyor musun?
Don't you feel any inconvenience living abroad?
#2286
tarz
Style
Bu tarz pişirme Çin'e özgüdür.
This style of cooking is peculiar to China.
#2286
tarz
style
Bu tarz pişirme Çin'e özgüdür.
This style of cooking is peculiar to China.
#2287
bakın
See
Daha fazla bilgi için, sayfa 16'ya bakın.
For further information, see page 16.
#2287
bakın
look
Yapacak bir şeyiniz yoksa, odanızın tavanına bakın.
If you don't have anything to do, look at the ceiling of your room.
#2287
bakın
see
Daha fazla bilgi için, sayfa 16'ya bakın.
For further information, see page 16.
#2287
bakın
refer
Mümkün olduğunca sık sözlüğe bakın.
Refer to the dictionary as often as possible.
#2288
buğday
wheat
Bina buğday torbalarıyla dolu.
The buildings are filled with bags of wheat.
#2289
gerekirse
if necessary
Gerekirse, yarın dokuzda gelirim.
If necessary, I'll come at nine tomorrow.
#2290
olmasın
not
İnsanlar, bunun farkında olsun veya olmasın, sürekli mutluluk ararlar.
Human beings, whether they realise it or not, continually seek happiness.
#2291
taban
base
Size istikrarlı bir taban maaş artı satış komisyonu ödenecektir.
You will be paid a stable base salary plus commissions on sale.
#2292
city
city
New York City polisleri koyu mavi üniforma giyer.
New York City policemen wear dark blue uniforms.
#2293
kesinleşmiş
finalized
Plan henüz kesinleşmiş değil.
The plan is not yet finalized.
#2294
zeytin
Olive
Bir zeytin dalı barışı sembolize eder.
An olive branch symbolizes peace.
#2294
zeytin
olive
Bir zeytin dalı barışı sembolize eder.
An olive branch symbolizes peace.
#2295
yahudi
Jew
O, bir Yahudi olmaktan mutluydu.
He was happy being a Jew.
#2295
yahudi
Jewish
1948'de bir Yahudi devleti kuruldu.
In 1948, a Jewish state was founded.
#2296
yazılım
software
Gerçekten korsan yazılım kullanmamalısın.
You really shouldn't use pirated software.
#2296
yazılım
Software
Gerçekten korsan yazılım kullanmamalısın.
You really shouldn't use pirated software.
#2297
vaat
promises
Zamanında kar iyi bir hasat vaat ediyor.
A timely snow promises a good harvest.
#2297
vaat
Promise
Çocuk vaat dolu.
The boy is full of promise.
#2297
vaat
promising
Gelecek vaat eden genç bir iş adamı.
He is a promising young businessman.
#2298
bilgisayar
computer
Yeni bir bilgisayar almak zorundayım.
I have to get a new computer.
#2298
bilgisayar
PC
Ben orta çağ temalı bir bilgisayar oyunu oynuyorum.
I'm playing a medieval-themed PC game.
#2299
bilirkişi
expert witness
Tom bilirkişi olarak işe alındı.
Tom was hired as an expert witness.
#2299
bilirkişi
expert
Tom bilirkişi olarak işe alındı.
Tom was hired as an expert witness.
#2300
giyim
clothing
Palto bir giyim eşyasıdır.
A coat is an article of clothing.
#2300
giyim
apparel
Giyim tezgahlarına ulaşmak için iki kat yukarıya çıktık.
We went up by two floors to reach the apparel stalls.
#2300
giyim
garment
Giyim eşyasının hangi malzemelerden yapıldığını merak ediyorum.
I wonder what materials the garment is made of.
Practice All Most Common Words from Your Phone
Download from the AppStore Download from GooglePlay

Take your learning to the next level with our mobile app

3000 Most Common Words
100k+ Example Sentences
Handsfree Autoplaying Flashcards
Schedulable Notifications
Progressively Translated Books
Anagram, Hangman, Lingo
Conjugation Pairs
12 Practice Types
100+ Versatile Topics
Add Your Own Words & Tags
Backup & Sync Progress
No Ads or Data Sharing
Available on all Platforms
Natural Pronunciation
Completely Offline
Custom Spaced Repetition
Direct Dictionary Search